Amerikalılar yeni bir uçak geliştirirler ve bu uçağı denemek için Arabistan'a götürürler. Bir Arap pilotunu uçağa bindirirler ve uçak havalanır. Arap pilot uçağı kullanırken dört motordan biri patlar.
Göstergelerde "Don't panic. This is American technology" yazısı görülür.
Pilot rahatlar. Daha sonra bir motor daha patlar ve göstergelerde yine aynı yazı görülür. Pilot da uçmaya devam eder.
Ne var ki az sonra iki motor birden patlar. Hiç motor kalmayınca Arap pilot panikler.
Tam bu esnada göstergelerde yine aynı yazı görülür ve uçak kendi kendini yumuşak bir şekilde indirir.
Araplar pilottan bu olayı öğrenince şaşırırlar ve kendileri de böyle bir uçak yapmaya karar verirler.
Pilot biner uçağa, başlar uçmaya. Bir iki dakika sonra bir motor patlar. Göstergelerde "Don't panic. This is Arabic technology" yazısı görülür.
Az sonra ikinci motor da patlar ve aynı yazı gözükünce Amerikalı pilot:
- Ulan bizim uçağın aynısını taklit etmişler, der.
Derken iki motor birden patlayınca uçağın kendi kendini yere indireceğini düşünen pilot göstergelerde şu yazıyı görür:
- Don't panic. This is Arabic technology. Please repeat after me. Eşhe dü enla ilahe illallah....
Bir gün kötü yola düşmüş iki kadın yol boyunda saç saça baş başa kavga ederler, bu sırada yoldan polis arabası geçer bunları görür ve durur. Polise derler polis bey ben haklıyım o der ben haklıyım poliste karakolda anlatın der ve karakola giderler mahkemelik olurlar aradan bir ay geçer mahkeme günü gelir duruşmaya çıkarlar hakim sorar sizin şikâyetiniz nedir biri çıkar hakim bey ben diyorum kalın olanı makbul o diyor ince olanı makbul bu yüzden kavga ettik sizce kalın olanı makbul değil mi der hakim düşünür ve cevap bulamaz mahkemeyi erteler 1 ay gel zaman git zaman hakim uyurken bile onun cevabını düşünür hakimin eşi de gece yarısı sorar yatakta bey seni çok düşünceli görüyorum hakim de derki hiç sorma hanım kimin haklı olduğuna karar veremedim hanımı da merak edip sorar neymiş bana söyle belki ben bilirim hakim der hanım bunca yıllık meslek hayatım var ben bilemeyeceğim de sen nerden bileceksin söyle söyle der ve hakim eşine olan biteni anlatır iki yolcu kadın geldi biri ince olanı makbul biri kalın olanı makbul diyor hangisi haklı bilmiyorum eşi de derki bunu bilemeyecek ne var ki bey ne kalın olanı makbul ne ince olanı içinde en uzun süre kalanı makbuldür ve hakim sevinir gel zaman git zaman duruşma günü gelir ve yolcu kadınlar ikisi de büyük bir sevinçle zıplayarak hakim bey ince olanı makbul değil mi öteki de kalın olanı makbul değil mi hakim de derki ne kalın olanı makbul nede ince olanı içinde en uzun süre duranı makbuldür ve bunu duyan yolcu kadınlar evet ya biz bunu nasıl düşünemedik derler ve hakime sorarlar
- "Hakim bey siz hangi orospudan duydunuz bunu?"
Tali adında bir adam varmış ve iş arıyormuş, bir gün iş bulmuş. Patronu bunu şef yapmış, böylelikle şeftali olmuş. Patron şeftalinin evini aramış. Karısı çıkmış ve:
-Buyası şeftalinin evi, demiş. Patron çok sinirlenmiş ve sen kimsin? demiş. Karısıda “R” harfini söyleyemediği için “Buyrun ben kayısı.” demiş.
Kekemenin biri bir gün Beşiktaş'ta kekeme okulunu ararken okulun yerini bulamamış, en yakınındakı bir bakkala girip
-KakakakarrdeşHH, bubububurraaalarrrrdaddadadad bbbi kekekemememe okukukukuluuu varmış, nenenenerededede bibibiliyor musususun? diye sormuş.
Bakkal cevap vermiş:
-Okulun yerini bilmiyorum ama kardeşim, senin okula hiç ihtiyacın yok! Bence gayet iyi kekeliyorsun!.